Dağıstanlılar
Yazar Macit SARI
Cuma, 26 Mayıs 2006
|
Dağıstan Kavimleri. Nüfus sayımlarında ve diğer istatistiklerde Dağıstan halkları bu ana başlık altında toplanır. Terim aşağıdaki gurupları ihtiva eder : Avarlar,Darginler,Kumuklar,Laklar,Lezgiler,Nogaylar,Tabasaranlar,Tsahurlar,Rutullar,ve Agullar. Gerekli görüldüğünde bu guruplar ayrıolarak listeye geçiriliyor. ama eskiden ayrı olarak listeye geçen küçük guruplar artık tefrik edilmiyor. Bu küçük guruplar ise şunlardır : Andiler ,Arçinler ,Bagulallar ,Botlikler,Çamallar,Didoylar,Godoberinler,Kapuçinler,Karataylar,Hunzallar,Hvarşinler,Tindiler. Bunların tümü şimdi Avarlarla birlikte kaydediliyor. Kaytaklar ve Kubaçiler ise Darginler ile birlikte.
TARİH
Dağıstanda insan yerleşimi tarih öncesina kadar uzanır. Dağlık iç bölgeleri çapulculara karşı güzel bir koruma temin eder fakat arazinin ve iklimin elverişli olmaması dolayısıyla yaşamak ve beslenmek için pek elverişli değildir. Koyunculuk en önemli geçim kaynağıdır (halen ekonominin en önemli dalıdır)Yazın yüksek yaylalardaki otlaklara götürülen koyun sürüleri,kışın aşağı vadilerde korumaya alınırlar.Yakın zamana kadar bu bölgelere girmek mümkün değildi ve halen komşu vadiler ancak birbirleri ile yakın iletişim kurabiliyorlar. 1930'dan itibaren yollar yapıldıysada iç dağıstan hala izole durumdadır. Sahil ovalarda durum nisbeten daha elverişli olduğu için ilk çağlardan ititbaren yerleşik toplumlar buralarda oluşturuldu.Hazar sahili boyunca ticaret gelişti ve Kiev rusyası ileYakındoğu arasında önemli bağları kurdu.Sahil ovayı ikiye bölen Derbent geçidi Kuzey ile güney'i ayıran tabii sınır konumundadır.Burası işgalci ordular için geçit yolu olmakla birlikte 19.yy.a kadar politik anlamda , 20.yy.a kadar da kültürel ve ideolojik anlamda kırılamayan birbirine zıt etki alanlarının sınırını sembolize ediyordu. Dağıstan tarihinin en önemli olayı bölgenin araplar tarafından ele geçirilişidir.Bölge M.S.664 ten itibaren arap akınlarına uğradı.Ama ancak 8.yy. başlarında (Halife Hişam zamanında)Derbentte bir üs kurabildiler. 4.ve 5. yy.larda bu bölge antik Arnavut devletine bağlı idi. ve hristiyanlık oradan dağıstanın dağlarına ve ovalarına yayıldı. Araplarla birlikte islamiyet buraya girince hristiyanlığı ve putperestliği kovarak hızlı bir şekilde yayıldı.Dağlı kavimlerin bir kısmı islamiyeti hemen kabul etmekle birlikte İslamiyetin tamamen girmesi 16.yy. ve sonraki dönemlerine kadar gerçekleşmedi.
Yerel gelenekler islamiyeti bölgeye getirme şerefini Araplara vermektedir.Üstelik asilzadelerin bir çoğu kökenlerinin Arap fatihlerine bağlamaktan zevk alıyorlardı.Bu fantaziler tarihi bir temele sahip olsun veya olmasın,gerçek oaln,gelecek 10 asır boyunnca dağıstan ortadoğunun kültürel sınırının kuzey ucu olarak islam dünyasının bir parçası haline geldi. Arapları diğer davetsiz misafirler takip etti : 11. yy.da Selçuklular , 13.yy.da karşılarına çıkanları ezip geçen ; Derbent kapısına giren,Volgayı karşıdan karşıya geçen,Hazar denizini dolaşan Moğollar , Altın ordunun Toktamış'ı ile Timur 14.yy.da dağıstan için karşı karşıya geldiler. 16.yy. ortasında Osmanlılar, 18.yy da İranlılar ve 19. yy. başlarında Ruslar. Rusların istilası bölgeyi güney çizgisinden çıkarıp kuzey çizgisine götürdü. Böylece Dağıstan Rusyanın güney ucu oldu. Fakat bu değişim öyle kolay olmadı.İslam dünyasına bağlılık hissi o kadar kuvvetli idi ki 20.yy.a kadar isyanlar devam etti. Resmiyette Altınordu hanı ve Osmanlı padişahı gibi dış idarecilere bağlı olmasına rağmen Dağıstan halkı her zaman bağımsız karakterini korumuştur. Yerel liderler çok güçlü idi. 15. ve 16. yy. da özellikle üç devlet güç merkezi olarak belirginleşti : Kaytakların Usmiye'si , Gazikumukların(Lak) Şamhale'si ve Tabasaranların Maasume'si. Kafkasyada herhangi bir harekat için bu üç devletin desteği çok önemli idi. Ve bunlar sık sık ittifaklarını değiştiriyorlardı. Mesela 1578'de hepsi osmanlıları destekliyordu,ama 17.yy.da hepsi Şah Abbas'ın müttefiki oldular. Bu üç devletin dışında Tsahur,Mahal sultanlıkları gibi küçük gruplar bulunuyordu.Ayrıca aşiretlerin federasyonu sistemi vardı ki herhangi bir akraba bağlılığı veya toprak çıkarları ile değil, gönüllü birliktelikler şeklinde oluştuğu için bunlar " hür cemaatler " olarak ta isimlendirilirler. Beylerinin başkanlığında bazen bir taraf,bazen de diğer taraf ile ittifak kurmak suretiyle en küçük birimde başlayıp kavimler arası ittifak seviyelerine varan çok güçlü ama sürekliliği olmayan bir kuvvet oluşturuyorlardı. Dağıstanın Ruslar tarafından ilhakından sonra Prensliklerin çoğu iktidarlarını şeklen muhafaza ettiler,fakat yeni isyanlar başladıkça bunlar da birer birer ilga edildi. (Usmiye 1819'da ,Maasume 1828'de , Şamhale 1865'te ) İsyanların en uzunu ve en önemlisi Avar Şamil'in (Şeyh Şamil) isyanı idi. Bu savaş 30 yıl boyunca tüm Dağıstanı sardı ve hem Ruslara Hemde Ruslarla taraf olan prensliklere yönelikti.(Hatta ruslara karşı olmayanlara bile) Hareket 18.yy. sonlarında Şirvan'da oluşan sufi dirilişten kaynaklandı. Bu diriliş Şeriatın önemini vurguluyordu ve ruh temizliğine olduğu kadar dini ibadetlere ve vecibelere de ağırlık veriyordu. 1820'de bir Nakşibendi şeyhi Dağıstanda bu öğretileri yaymaya başladı. Bu öğretiler Dağıstanda derin sofuluk ve küfre karşı isyan duygularının kaynağını oluşturdu. Müridler İşgalcilere karşı savaş açtılar ve ister yerli olsun , isterse yabancı, islam karşıtı unsurlardan Dağıstanı Temizleme çağrısı yaptılar. 1830'da Gazi Muhammed Dağıstan imamı oldu ,ondan sonra 1832'den 1834'e kadar Hamza bey geçti. Sonra Şamil ,hareketi 1859 da yenilinceye kadar yönetti. 1877-1878 Osmanlı rus harbi sırasında da isyanlar isyanlar oldu ancak bu dönem prensliklerin ve geleneksel liderlerin gücü kırıldığı için isyanlar etkisiz kaldı. 1917 ihtilali ve müteakip iç savaş kafkaslara da büyük bir karışıklık getirdi ve çok kan döküldü. Menşevikler ve Bolşevikler 1917 sonlarına doğru Dağıstan'a yerleştiler fakat 1918'de bölgenin Beyaz ordu tarafından işgal edilmesiyle buradan çıkarıldılar.Ba arada Nakşibendi tarikatına mensup Hotzo'lu Necmuddin ve uzun hacı İmamlığı dağlık bölgede yeniden kurmaya çalıştılar. Kızıl ordu Denikin idaresindeki beyaz orduyu tekrar yendi ve sovyet idaresini tekrar kurdu. Dağıstan özerk cumhuriyeti 20 Ocak 1921 de ilan edildi.bir kaç ay sonrada Necmuddin ve uzun hacı'nın isyanları bastırıldı. Dağıstan, Rusya federasyonu içerisinde,Hazar denizinin batı sahilinde ve Kuzey kafkasyanın doğu bölgesinde yer alır. Kuzeyde Kalmuk cumhuriyeti,doğuda hazar denizi,güneyde Azerbaycan cumhuriyeti,güneybatıda Gürcistan,Kabardino-Balkar ve kuzey osetya ile sınırdır. Yüzölçümü 50300 km2 Başkenti Mahaçkale Nüfusu 1.719 000 ortalama nüfus yoğunluğu 34.2 km2. Başlıca kaynakları : Petrol,doğalgaz ve kömür . Sanayi : Petrol ve gaz ondaj makinaları gıda ve diğer hafif endüstriler halı dokumacışığı ve el sanatları (gümüş işlemeciliği vb.) Tarım :hububat tarımı(çoğu bölgede sulama gerektirir) hayvan besiciliği özellikle koyunculuk.
DİL
Dağıstan cumhuriyeti Büyüklüğüne kıyasla dünyanın en çok etnik nüfusuna sahip ülkesidir. Bu farklılık dile de yansımaktadır doğal olarak. Temsil edilen ana dil grupları Kafkas , Türk ve hint-avrupa (slav ve iran ) dilleridir. her grupta teoride birbirine çok yakın diller bile anlaşabilir değillerdir. (özellikle de kafkas grubu ) üstelik her dil bir çok lehçe ve alt lehçelere sahip ki bu lehçeler dahi çoğunlukla birbiri ile anlaşamamaktadır. Bu linguistik karmaşa standart bir edebi dilin gelişmesine engel oldu ve neticede sovyet döneminden önce kafkas dillerinde çok az yazılı metin bulunuyor. Bunun yerine arapça müşterek edebiyat dili oldu. 17. ve 18. yy. da zirveye ulaşan arapça eğitimi uzun bir geleneğe sahiptir. Dağıstanda öğrenciler Şam ve Halep gibi şehirlere eğitimlerini tamamlamak için giderlerdi. Bütün dağıstan alimleri ve şairleri Arpçayı kolaylıkla kullanabiliyorlardı. Bazı dillerin yazılı şekilleri geliştirildikten sonrada dağıstan alimleri Arapçayı kullanmağa devam ettiler. ilk nüfus sayımında (1926) okur yazar olanların sayısı çok az idi ve bunlar da kendi dilleri ile değil arapça ile okuyup yazıyolardı. Bu gün bile arapça Dağıstan diyanet işlerinin resmi dili olması sebebi ile kalıntılarını sürdürmektedir. Sovyetler döneminde ise yazılı şekilleri bulunmayan diller için alfabe bulmak ve çok sayıda lehçesi olan dillere standart formlar geliştirmek için bir kısım çalışmalar yapılmış isede dil sorunu o kadar karışıktır ki herhangi bir dili resmi iletişim vasıtası haline getirmek bu gün dahi mümkün olmamıştır. bir dönem ilköğretim Avar,Dargın,Lak,Lezgi;Kumuk,Tabasaran,Nogay,Rusça ve Muhtemelen azeri çeçen dillerinde veriliyordu, Daha sonra dillerin bir kısmına sınırlamalar getrildi. İlköğrenimin 1.ve 2. sınıflarında Dargın ,Lezgi ,Avar dillerinde verildi. Dağıstanda bir üniversite ve birkaç ihtisas enstitüsü bulunuyor fakat buralarda eğitimde hiç bir dağıstan dili kullanılamamaktadır. Sadece Padegojienstitüsünde cumhuriyetin temel dillerinde eğitim verilmektedir. Cumhuriyetin temel dillerinde radyo ve Tv. yayını yapılmaktadır. Ayrıca bu dillerde diğer dağıstan dillerinde gazete ve süreli yayınlar çıkmaktadır. Dağıstan basını Sovyet dönemi ile başlar. Daha önce çıkan ilk gazete 1915'te arapça idi. Bu ülkede 1928'e kadar arap harfleri, 1928 - 1938 Latin harfleri ve 1938 den sonra ise kiril harfleri kullanılmağa başlanmıştır.
DİN
Dağıstan halkının büyük çoğunluğu sünni müslümanlardır. (şafii mezhebi) fakat küçük bir grup şii cemaat mevcuttur (lezgiler arasında)Gayrimüslimler arasında kadim Yahudi cemaati(dağlı yahudiler) ve küçük hristiyan gruplar mevcuttur. Sufi hareketin her zaman kuvvetli olduğu dağıstanda önemli tarikatlar Kadiri ve Nakşibebdidir. İkikcisi özellikle halen güçlü ve faal gözüküyor.